EBEVEYN TUTUMLARI

EBEVEYN TUTUMLARI VE ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

 

Uzmanlara göre çocuk yetiştirme tutumu, çocuğun gelişimini etkileyen en önemli faktördür. Sizlerin çocuk yetiştirme yaklaşımınız kendi kişisel özellikleriniz, anne babanızdan öğrendiğiniz davranış kalıplarınız, aldığınız eğitim ve yetiştiğiniz çevre gibi faktörlerden etkilenir. Aynı şekilde sizin çocuğunuza yaklaşımınız da onun kişilik özellikleri ve davranış kazanımında çok önemli bir rol oynamaktadır. Sizin benimsediğiniz ana babalık rollerinin çocuğunuz üzerinde olumlu- olumsuz etkilere yol açacaktır.

 

Peki, ebeveynlik stilleri derken tam olarak nelerden bahsediyoruz. Gelişim psikolojisinde en sık araştırılan konulardan biri ebeveynlik stilleridir. Pek çok uzman çeşitli ana babalık boyutlarının olduğunu ve bunların kesişimi ile belli başlı ebeveynlik stillerinin olduğunu ortaya koymuştur.

Bu boyutlardan biri denetim/özerklik ve kabul/ret boyutudur.

  • Kabul-ret boyutu ebeveynin sıcak ya da düşmanca olabilen davranışlarını ele alır.
  • Denetim-özerklik boyutu ise ana babanın davranış kurallarını uygulamada ne kadar kısıtlayıcı ya da izin verici oldukları üzerine odaklanır.

Farklı araştırmacılar dört temel çocuk yetiştirme stilini , kabul-sevgi boyutu ile sıkı denetim/kontrol boyutlarının kesişmesinden üretmişlerdir.

Buna göre ebeveyn stilleri;

  1. Yetkili/açıklayıcı otoriter – demokratik
  2. Yetkeci/otoriter
  3. İzin verici/hoşgörülü
  4. İlgisiz-kayıtsız/ihmalkar‘dır.

 

Demokratik tutum

Bu tutumu benimseyen anne babalar hem kontrol hem de denetim ilgi boyutundan yüksek puanlar alırlar. Demokratik tutumu benimseyen anne babalar sabırlı ve duyarlı bir biçimde çocuklarını dinlerler, onlara aile içinde eşit haklar tanırlar, düşüncelerini açıkça anlatmalarını desteklerler ve bu konuda onları cesaretlendirirler. Böylece onların bağımsız bir kişilik geliştirmelerini teşvik ederler. Çocukların düşünce ve görüşlerine önem verdikçe çocukta oluşan düşünce; benim sorduklarımla ilgileniyorlar, bana söz hakkı veriyorlar demek ki önemliyim şeklinde olmaktadır. Bu da çocuğun kendine güven duymasını sağlamaktadır.

Bilmeliyiz ki ne bizlerin ne de çocuklarımızın eşi benzeri yoktur. Çocuklarımızın kendine has biricik özellikleri, davranışları vardır. Demokratik tutuma sahip ebeveynler çocuklarının özelliklerine saygı duyar ve onları başka çocuklarla kıyaslamazlar.

Sevgi ilginin yüksek olduğu bu tutumda bu boyutlar kadar kontrol boyutu da yüksektir. Kontrol boyutu hatırlayacağınız gibi kurulan kuralların uygulanması için gereken denetleme ve yönlendirmelerdir. Ebeveynler çocuklarının gelişim özelliklerine uygun davranışları bilirler ve onlardan gelişimleriyle orantılı beklentiler içindedirler. Çocuklarına yaşlarının gerektirdiği sorumluluk verir ve bunu yerine getirmesini beklerler. Örneğin 1,5 yaşını geçmiş bir çocuk kendi çatal kaşığıyla yemek yiyebilecek motor gelişime sahiptir ve çocuğun masada kendi başına yemesine izin verilmelidir. Kuralların çocuk tarafından anlaşılabilir olması ve bunları tutarlı biçimde sürdürmek önemlidir.

Örneğin televizyona oyuncak fırlatan bir çocuğun bu davranışı karşısında yapabileceklerimize bakalım:

Anne ‘Ayşecim oyuncağını televizyona fırlatmamalısın o zaman camı kırılabilir ve bir daha tv izleyemeyiz’ şeklinde uyarır. Eğer Ayşe bu davranışı devam ettirirse bu kez anne:’ kızım ben sana yapmamanı söyledim ama sen böyle yaparak beni üzüyorsun eğer bir daha tekrarlarsan ben de seniz üzerim, çizgi filmini seyretmene izin vermem/parka gitmeyiz/oyuncağını iki gün kaldırırım’ vb.. çocuğun yaptığı hata ile orantılı bir ceza söylenebilir. Ve çocuk davranışı tekrarlarsa kararlı bir şekilde söylenen ceza uygulanmalıdır. Böylece çocuk ona söylenen cezanın yerine getirileceğini bilir ve ikna olur. Kararlı olmak her konuda caydırıcıdır.

Bir de burada cezanın ne olduğuna değinmek istiyorum. Ceza olarak çocuğu aşağılama ses yükseltmek vurmak hakaret etmek yerine çocuğun sevdiği bir oyuncaktan önceden ona verilmiş bir hediyeden bir yiyecekten geçici olarak onu mahrum bırakmak tercih edilmelidir.

Demokratik tutumu benimseniş ebeveynler çocuklarının yapamadıkları davranışları eleştirmek yerine yaptıkları davranışları pekiştirmeyi tercih ederler. Terliklerini bir türlü ayağına girmeyen bir çocuğa sürekli terlik giymesini söylemek ve bunu yapmadığı zaman azarlamak yerine bir kez dahi olsa terliğini giydiği zaman ya da ayağında gördüğünüz zaman bunu övmek bu davranışın oturmasını teşvik eder. 

Bu tutum ile yetiştirilmiş çocuklar, temel güven duyguları gelişmiş, bağımsı fikirlerini açıkça söyleyebilen, sorumluluk alabilen, okul başarısı yüksek, arkadaş canlısı çocuklar olurlar.

Otoriter tutum

Bu tutumu benimseyen anne babalar kontrol boyutunda yüksek kabul boyutunda düşük puanlar almaktadırlar. Bu anne babalar kendilerini çocukların sahibi olarak görürler ve çocuklarına söz hakkı vermezler. Çocukların nasıl davranması gerektiğini bilirler ve bu davranışları bizzat idare ederler. Kontrol sürekli anne baba tarafından yapıldığı için çocukların iç denetim duygusu gelişemez.

Bu tutuma sahip ebeveynler sevgi kabul boyutunda da eksiktirler. Çocuklarına olan sevgilerini belli etmezler. Sevilen çocuğun şımaracağını düşünürler. Genellikle çocukları uyurken onları severler çocuk uyanıkken ise ona kızgın ve katı davranırlar. Oysa anne babasında sevgiyi göremeyen çocuk gerçekten sevilmediğini istenmediğini düşünür. Ailenin ilgisini çekmek için yapılmasını istenmeyen davranışı tekrarlar ya da otorite figürü ortada değilken kurallara aykırı davranırken anne baba yanında uygun davranır. Bu da yanlış davranışların sürmesine sebeptir.

Bunun yanında otoriter tutuma sahip anne babalar çocukları istenmeyen davranışta bulunduğunda onu uyarmadan ya da demokratik tutumdaki gibi açıklama yapmadan direk cezaya geçer ve kullandıkları ceza yöntemi çocuk için fazla kırıcı olabilmektedir. Genellikçe çocuklarını sevgilerini kaybetmekle suçlarlar. Böyle yaparsan sen sevmem, giderim, kardeşin daha uslu onu seviyoruz, beni hasta ettin vs.. bu tarz muamele gören çocukların okulda uyumu kendilerine güvenleri sorumluluk duyguları genellikle azdır. Otorite olduğunda sinen sessiz kalan otorite yokluğunda saldırgan olma eğilimindedirler. 

İzin verici/ hoşgörülü tutum

Bu tarz anne babalığı benimsemiş olan ebeveynler kontrol boyutunda düşük kabul ilgi boyutunda yüksek puan alırlar. Çocukların her yaptıkları hoş karşılanır ve hiçbir davranışları üzerinde denetim kurulmaz. Çocuğun ne zaman nerede uyuyacağı, ne yiyeceği, televizyonda ne izleyeceği, nereye gidileceği misafirlikten ne zaman dönüleceği çocuğun elindedir. Bunlar çocuğun gelişim doğrultusunda yapılan sağlıklı düzenlemeler değil çocuğun canı istediği için yapılan düzenlemelerdir. Bu ebeveynler çocuklarlıya yakınlık içerisindedirler, bu yakınlık çocuğun bağımsız bir kişilik geliştirmesine etkili olur ancak çocuğun arzularının sürekli yerine getiriliyor olması onların beklemeyi öğrenmelerini engeller ve sabırsızlaşırlar. Dürtülerini kontrol etmekte güçlük çekerler, ilgileri çabuk azalır kolay sıkılırlar. İstekleri yerine gelmeyince ağlar ve inatlaşırlar. Onlar küçükken isteklerini yerine getirmek marketten çiklet şeker almak ilk etapta zor değildir. Ancak çocuk büyüdükçe isteklerinin de büyüyeceği unutulmamalıdır.

Bu çocuklar ev dışı ortamlara uyum sağlamakta güçlük çekerler çünkü toplumsal kuralların sürekli işlediği kreş okul ve arkadaş ortamı gibi ortamlarda kurallara uymak onlar için zordur. Ve kurallara uymadıkları için dışlanırlar. Buda çocuğun saldırgan davranış göstermesine sebep olur. Kısaca toparlarsak bu çocuklar iç denetime sahip olmayan, sabır duygusu gelişmemiş ve disiplin kurallarına uymayı öğrenmemiş olarak tanımlayabiliriz.

İlgisiz-kayıtsız/ihmalkar tutum

Bu ebeveynler kontrol boyutunda da kabul sevgi boyutunda da düşük puanlar alırlar çocukların davranışları denetimsizdir ve dahası çocuklara duyarlılıktan yoksun ve reddedici olduğu açık davranışlar sergilerler. Bu tutum genellikle istenmeyen çocuklarda ortaya çıkar. Anne baba çocuğu aşağılayan reddeden hatta bazen şiddet davranışları sergilerler. Örneğin henüz çocuk yeterli olgunluğa sahip olmadan tuvalet eğitimi vermek, yürümeye zorlamak vb.. Peki sevilmediği algısına sahip bir çocuklara neler oluyor? Reddedilen çocuklar sevgi görmedikleri için kendilerini sevmezler ve insanlara karşı güvensizdirler. İlişki kurmakta zorluk çekerler. Bir yandan sevgi gereksinimi için insanlara yakındırlar diğer yandan ise güvensiz ve kuşkucu davranırlar. Bazıları saldırganca davranışlar sergileyebilir.

 

Kaynakça:

 

  • Anne Baba Olmak ‘Çocuğun Eğitimi Ailede Başlar’, Yard. Dr. Gül Şendil; Uzm. Psk. İdil Balkan, 2005, Morpa Kültür Yayınları-7-14 Yaş Çocuk Eğitim Dizisi

 

 

Psk. İpek TURGUT

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret130873
Saat
Hava Durumu
Takvim